HAKKIMIZDA
Merhaba,
İlk dikişe başlamamdan bahsedeyim size;
lisedeyken varolan kıyafetlerimi keser, parçalar ve birleştirirdim. Derme çatma dikişlerim parçaları bir araya getiriyordu. Tabii ara sıra akıl danıştığım annem pek başarılı olduğumu düşünmüyordu. Elle dikişe bir süre devam ettim. Kendi diktiklerimi giymek beni kendime daha çok yaklaştırıyordu.
Bir sahil kasabası ve turistik bir yer olan Olympos'la 17 yaşında yolum kesişti ve hala sık sık havasını kokladığım bir yer. Kızım Harmoni de Olympos'ta doğdu ve büyüdü.
İnsanları şehirdekilerden farklı yaşıyordu, ihtiyaçları olan çoğu şeyi kendileri üretiyordu. Ben de kendimce herkes ne üretiyorsa bir ucundan tutmaya çalıştım. Kaşık yapanlar, dream catcher yapanlar, şarap yapanlar, takı tasarlayanlar, pekmez yapanlar, kendi yuvalarını kendileri yapanlar ve daha neler neler!
Mantarlar gibi hiç beklemediğim zamanlarda yanımda belirdiler.
Bir gün o mantarlardan biri, dikiş makinesine olan ilgimi gördü -görülmeyecek gibi de değildi- ve bir zamanlar kullanırım diye aldığı fakat elini bile sürmediği makinesini bana hediye etmek istedi. Daha önce hiç elektrikli bir dikiş makinesi görmemiştim. Makineyi parçalarına ayırdım ve birleştirdim. 1-2 güne dikiş dikebilecek hale geldim.
İlk yaptığım ürünleri Olympos'ta tanıdığım arkadaşlarımın dükkanlarında sergilemeye başladım. İnsanların yaptıklarıma olan ilgisi ve sevgisi beni kendimi geliştirmeye itti. Ekonomik olarak bana destek olan fakat vaktimi harcadığım şeylere de ilgisi olmayan babam her zaman vaktimi boşa harcadığımı düşünürdü. O zamanlar bir iş olarak görmediğim uğraşlarımın beni "kendi ekonomimi yaratma" özgürlüğüne ulaştıracağını bilmiyorduk. Daha sonra babamda yapabildiklerimi gördüğünde bana küçük siparişler vermeye başladı. Hatta bir üst seviye makinemide babam aldı.
Ürettiklerimin büyük çoğunluğunu ikinci el pazarlardan aldığım kıyafetleri geri dönüştürerek elde ediyorum. Giyim alanında her zaman pamuk ve keten gibi bitkisel kumaşları tercih ediyorum. Pazardaki eski kıyafetlerin çoğunluğu doğal kumaşlardan oluşuyor. Ürettiğim kıyafetlere "Nefes alan kıyafetler" diyorum.
Çağımızın tüketim çılgınlığı ile birlikte kumaşlardaki kalite de azalıyor. Kaliteden kastım ise kumaşın içerisinde bulunan plastik miktarları. %100 organik plastiklerle vücutlarımız nefes alamıyor.
Biz organik kafalılar her şeyin nefes alanını seviyoruz. Nefes alan kıyafetler, evler, insanlar ve topraklar!
Zaten "moda" olan her şeyin biz küçük türeticilerle yaratıldığını varsayarsak.
"Her şey daha da güzel olacak" diyebiliriz.
Sağlıkla kalın.
WELCOME
Welcome visitors to your site with a short, engaging introduction. Double click to edit and add your own text.